Türk Kimliği ve Kadim Kültür

Türük Uluğ
20 Bozay Yılan
Kadim Olanın Gölgesinde Kaybolmak

Bugünün Türk insanı, büyük bir medeniyetin mirasçısı olduğunu bilmekten uzaklaştırıldı. Göktürk Kitabeleri’nde “Ey Türk titre ve kendine dön” çağrısı, yalnızca tarihi değil, kültürel bir hafızayı da yeniden uyandırma emridir. Bu yazı, Türk kimliğinin kodlarını çözmeye, yalnızca geçmişi değil, geleceği de kurmaya yöneliktir.

Türk kimliği bir ırk değil, bir ahlaki sistem, bir medeniyet ilkesi ve bir dil–inanç–töre birlikteliğidir.

Türk olmak; bir soya değil, bir ruha, bir töreye ve bir adalete bağlılık meselesidir. Bu kimlik, binlerce yıllık bir kültür kodunun günümüze taşınmasıdır.

Günümüzde yaşanan kültürel çözülmenin temelinde, kimliksizleştirme ve hafızasızlaştırma yatıyor. “Türkiyeli” gibi kavramlar, Türklüğü yok saymakla kalmıyor; bu milletin kadim hafızasına darbe indiriyor. Bu nedenle kimlik, sadece siyasi değil, varoluşsal bir meseledir.

“Kimliğini kaybeden, istikametini de kaybeder.”

Türk’ün dili, alfabesi, mitolojisi ve edebi dili; onu diğer milletlerden ayıran kök sistemidir. Bu değerlerin korunması değil, yeniden halkla buluşturulması şarttır. Modernleşme ile özden uzaklaşmak zorunda değiliz.

Yeni Nesil Kimlik İnşası

Bugün bir kimlik krizi yaşanıyor. Ancak bu krizin panzehiri geçmişte değil; geçmişten öğrenerek geleceğe yürümektedir. Bağımsızlar Hareketi, Türk kimliğini bir üstünlük değil; birleştirici bir değer, kapsayıcı bir duruş olarak tanımlar. Bu duruş, dijital çağda da Töre’nin ışığında yol alacaktır.

Yeni Türk yüzyılı; kendi özüne dönen, tarihinden güç alan, adaletle ve bilimle bütünleşmiş bir kimliğin yükselişi olacaktır.

Bu makaleyi paylaş
Türük Uluğ
Töre’nin Sesi
Adres:
Dijital Türkiye Cumhuriyeti Platformları
İletişim:
Hukuki Bilgilendirme ve Onay Beyanı