Bugüne kadar “çözüm süreci” adıyla sunulan her girişim, Türk milletinin ruhuna karşı yürütülen üstü örtülü bir tasfiye hareketinden başka bir şey olmadı. Çoğu zaman etnik, mezhebi veya bölgesel kimlikler üzerinden yürütülen bu söylemler; asıl sorunun “Türk kimliğinin bilinçli biçimde zayıflatılması” olduğunu gizledi.
Artık hakikati konuşma zamanı geldi.
Türk Çözüm Süreci 1.0, sadece bir karşı duruş değil; aynı zamanda halk egemenliğine dayalı, bilimsel ve tarihsel temelli bir yeniden dirilişin çağrısıdır. Türk milleti özüne dönmeden ne toplumsal huzur ne de siyasal istikrar sağlanabilir.
“Türkiyelilik” gibi kavramlar; Türk milletinin adını, kimliğini ve tarihsel meşruiyetini silmek için uydurulmuş politik manipülasyonlardır. Türk milleti, bu toprakların kurucu ve asli sahibidir; çözüm onun hatırlanmasındadır, unutulmasında değil.
Her millet, kendini yaşatan kimliğiyle var olur. Türk milleti ise, tarih boyunca yeryüzünün en kadim devlet geleneğini taşıyan bir özne olarak, son yüzyılda sistematik bir kimlik kıyımına maruz bırakılmıştır. Etnikçi söylemlerle sulandırılan kimlik, artık yeniden doğrulmak zorundadır.
“Asıl çözüm; Türk’ü yeniden merkeze almak, unutturulmaya çalışılan egemenliğini millete geri kazandırmaktır.”
Bu süreç sadece bir siyasî reform değil, bir kültürel, ahlaki ve zihinsel yeniden inşa sürecidir. Türk milletini yeniden ayağa kaldıracak olan yegane hamle, adaletli ama kimlikli bir millet projesidir. Bu proje; ne dış merkezli çözüm reçetelerine ne de etnik ranta göz kırpan anlayışlara dayanır.
Bağımsızlar Hareketi, Türk Çözüm Süreci 1.0 ile bir ideolojik dirilişi değil, yeni nesil siyaset anlayışını inşa ediyor. Bu vizyon; Göktürk Toy Meclisleri'nden ilham alan halk temsiliyeti, Atatürk'ün halkçılığıyla beslenen çağdaşlık ve Jus Cogens ilkeleriyle şekillenen üstün hukuk anlayışını birleştirerek, Cumhuriyet 5.0 adıyla dijital çağa uyumlu, hiper demokratik bir sistem öneriyor.
Bu bir siyasal parti değil, bir Türk Kuvayı Milliyesi’dir; ötekileştirmeyen, tüm farklılıkları Türk milletinin ruhunda birleştiren barışçıl, kapsayıcı ve evrensel bir birliktelik çağrısıdır.
Bu anlayış, Türklüğü bir ahlaki duruş, bir medeniyet ilkesi olarak yeniden tanımlar.