Yalnızca sandıkta değil; kararın her anında halkı merkeze alan bir dönüşüm başlıyor.
21.yüzyılın en büyük dönüşüm başlıklarından biri: “Halk, artık sadece temsil edilmek istemiyor; doğrudan katılmak istiyor.” Geleneksel demokrasi sistemleri, seçilenlerin halktan uzaklaştığı, karar alma süreçlerinin halkın iradesinden koptuğu bir yapıya dönüşmüş durumda
İşte bu kopuşun karşısına yeni bir çözümle çıkıyoruz: Dijital Halk Meclisleri. Bu sistem, yurttaşın yalnızca seçimlerde değil; her kararda, her sorun anında söz sahibi olduğu, çağın teknolojileriyle desteklenen katılımcı bir cumhuriyet anlayışıdır.
Dijital Halk Meclisleri, halkın pasif değil aktif yurttaş olduğu, egemenliğin kesintisiz biçimde millete ait olduğu bir dijital çağ vizyonudur.
Demokrasiyi sadece sandığa ve temsilcinin iradesine indirgemek artık yetersiz. Gelişen toplumların ihtiyacı; günlük hayatta, yerel sorunlarda, merkezi planlamada halkın sürekli katkısını sağlayacak mekanizmalardır. Dijitalleşme ise bu ihtiyacın çözümüdür.
“Temsiliyet yetmez; milleti gerçekten yönetimin parçası yapmayan hiçbir sistem artık sürdürülemez.”
Dijital Meclis yapısı; blok-zincir ile güvence altına alınan oy sistemleri, kimlik doğrulamalı katılım modülleri ve şeffaf bilgi akışıyla donatılır. Mahalleden ülkeye kadar tüm ölçeklerde uygulanabilir. Bu sistemin özü: kararları birlikte almak, sorumluluğu birlikte taşımaktır.
Cumhuriyet 5.0’ın dijital halk meclisleriyle demokrasi yeniden doğuyor.
Dijital Halk Meclisleri yalnızca bir sistem değil, bir medeniyetin yeniden örgütlenmesidir. Toy geleneğinden gelen katılımcı kültürümüz, dijital çağın araçlarıyla yeniden doğmaktadır. Artık temsilcinin değil, doğrudan halkın karar verdiği bir düzene geçiyoruz.
Bu modelle; millet, sadece belirli zamanlarda değil, sürekli olarak egemenliğini kullanabilecek. Böylece demokrasi, sadece bir yönetim şekli olmaktan çıkacak; bir yaşam biçimi haline gelecektir.
